İçeriğe geç →

HUK314 Vergi Hukuku 2 Dersinin Uzaktan Öğretim Yöntemiyle İşlenmesi Hakkında

Sevgili öğrencilerim,

Dün bir anket yaptım. Bu yazı onunla ilgili.

Biliyorsunuz bir hafta içinde üniversitemiz uzaktan öğretime başlayacak. Öğretim faaliyeti elbette YÖK’ün ve üniversitemizin kararları doğrultusunda yürüyeceği için benim yapmam gereken, çizilen çerçeve içinde ders işleme yöntemimi ve dersimin içeriğine hangi yazılı, görsel unsurları katıp katmayacağıma, sizlerle iletişimi ne şekilde sağlamam gerektiğine kafa yormak. Anketi bunun için yaptım. İnternet üzerinden bu şekilde yapılan bir anketin dört dörtlük olamayacağını biliyorum. Yine de verdiğiniz yanıtlar çok faydalı oldu. Katkınız için çok teşekkür ederim.

Yanıtlarınızdan anladıklarım şunlar:

Öğrencilerimin bazılarının internet üzerinden dersleri takip etme imkanı hiç yok. Çünkü bulundukları yerlerden internete erişimleri çok kısıtlı. Geri kalanların 2/3’ü bilgisayar aracılığıyla, 1/3’ü ise telefonlarını kullanarak dersi takip edebileceklerini söylüyorlar. Bu çoğunluk adına iyi haber.

  • Bilgisayarla dersi takip edebilecek öğrencilerin büyük bölümünün bilgisayarları yeterli görünüyor. Ancak, senkronize (hepimiz aynı anda) ders yapabilmek için karşılıklı bilgisayar başına oturursak yaklaşık 1/3’ünüzün kamera ve daha önemlisi mikrofon eksikliği olacak gibi. (O zaman sözlü olarak soru soramayanlar olacak, “chat” yapmak gerekecek. Bu da çok sağlıklı yürümeyecektir.) Son olarak, sizlere basıp okumanız için bir şeyler göndersem, çoğunuz çıktı alamayacaksınız. Zira, çoğunuzda yazıcı yok.

  • Hani dersi cep telefonu ile takip edebileceğini söyleyen, sınıf toplamının yaklaşık 1/3’ünü oluşturanlarınız var ya, işte o grubun çoğunun telefonları dersi takip için yeterli olacakmış gibi görünüyor. Ancak, bu grubunun yaklaşık 1/10’u telefondan Word, PDF, PPT gibi dosyaları okuyamayacaklarını söylüyorlar. Bu bir problem. Hemen herkes video izleyebileceğini söylüyor. Video izlemek kolay ama video çekmek ve daha önemlisi video dosyaları fazladan internet trafiğine yol açacağı için bu koşullarda çok iyi bir tercih değil.

  • İster bilgisayar, ister telefon kullanalım, en önemli teknik meselelerden biri de internet bağlantımızın sağlıklı olması. Bu hem benim hem de sizin için geçerli. Ayrıca, ülkemizin internet hatlarının yoğunluğu da bu açıdan önem taşıyor. 2/3’ünüz internet bağlantınızın hızını ve kapasitesini yeterli görüyor. Yaklaşık 1/3 ise gerek hız, gerekse limit bakımından bağlantısını yeterli bulmuyor. Yaklaşık 1/3’ünüz dersleri uzun süreli olarak online yapabilecek internet bağlantısına sahip olmadığını düşünüyor. Demek ki online eğitim en azından sınıfın 1/3’ü için her durumda sıkıntılı olacak.

  • En önemsediğim sorulardan biri sizlerin online ders yapabilecek teknolojik yatkınlığınızı anlamaya çalışmak idi. Tahminimle örtüşen yanıtlar geldi. Yarıya yakınınız online ders almaktan korkmuyor, hangi yöntemle ders verileceğini bilmeden, onun (teknik) gerekliliklerini yapabileceğini düşünüyor. Diğer yarınız ise bu noktada tereddüt içinde, bilgisinin eksik kalacağı düşüncesinde. Neredeyse tamamınız üniversitemizin kullanacağı sistem olan Moodle’a yabancısınız. Aynı amaca hizmet eden ve yaygın olarak kullanılan diğer bazı sistemler bakımından da pek çoğunuz için durum aynı. Yaklaşık 3/4’ünüz bu sistemleri kullanabileceğinizi düşünmüyorsunuz. Bu açıkçası biraz korkutucu ama ben genç neslin yeniliklere açık olduğunu, çok hızlı öğrenebildiğini ve uyum sağlayabildiğini biliyorum. Bence ilk bir iki günden sonra hepiniz yeni sistemleri rahatça kullanırsınız.

  • Gelelim en önemli soruya: Sınıfın 8/10’u öğrencinin aktif olduğu, araştırdığı; hocanın yönlendiren, destekleyen konumunda olduğu bir yöntemle ders anlatmamı istemiyor. Aksine, benim size materyalleri göndermemi, sizlerin onları okumak veya izlemekle yetinmenizi tercih ediyorsunuz. İçinde bulunduğumuz koşullar nedeniyle böyle dediğinizi, hem kaynaklara erişimde hem de stres nedeniyle böyle düşündüğünüzü zannediyorum. (Açıkçası, daha araştırarak öğrenme odaklı yanıtlar beklentisi içindeydim.)

 

Son olarak, çoğunuz üşenmeyip endişelerinizi, önerilerinizi paylaşmışsınız. Gerçekten teşekkür ederim. Hepsini tek tek okudum, dikkate aldım. Onları burada paylaşmayacağım.

Tüm bunlardan vardığım sonuçlar, aldığım kararlar şunlar:

Her durumda online eğitimden yararlanamayacak öğrencilerim olacak. Ben YÖK’ün ve üniversitemizin kararları doğrultusunda bu uzaktan eğitim faaliyetini yürütmek durumunda olduğum için söz konusu öğrencilerimin durumlarını bir dilekçe ile üniversiteye iletmelerini öneririm ki, yaz öğretimine geçildiğinde onlar için de bir çözüm üretilebilsin. Diğer taraftan, benimle temas ederlerse, bireysel çözümler üretmeye de çalışırım. (Lütfen bunu suistimal etmeye kalkan çıkmasın, ben de sizlerle aynı koşullarda işimi yapmaya çalışıyorum.)

Öğrencilerimin kabaca 1/3’ü (bilgisayar, telefon, internet bağlantısı gibi) teknik nedenlerle senkronize, interaktif, yoğun işlemci gücü veya güçlü internet bağlantısı gerektiren şekilde işlenecek dersi takip edemeyecek gibi görünüyor.

Bu nedenle, senkronize eğitim yapma çabasına girişmeyeceğim. Ancak ders içeriğini katmanlı bir şekilde hazırlamaya çalışacağım. Temel katman, derste vermem gereken esas bilgileri iletmeye odaklanacak. Sonraki katmanlar ise ekstraları… Sizlere üniversitenin sistemi üzerinden hafta hafta, konu konu PowerPoint slaytları göndereceğim. (Üniversitenin sistemi ile sorun yaşarsak başka çözümler üretiriz.) Slaytlarda resim ve video olmayacak, sadece yazı olacak. Böylelikle dosya boyutunu olabildiğince küçültmüş olacağım, internet tarifenize daha az yük binecek, dosyalar bilgisayarınıza ya da telefonunuza daha hızlı inecek. Buna karşılık slaytların içinde linkler olacak. Bu linkler internet üzerinden indirip okuyabileceğiniz makalelere, haberlere, tezlere, mevzuata ve YouTube’daki videolara olabilir. Bunlara bakmanız şart değil ama imkanınız var ve daha iyi öğrenmek isterseniz bakmanızı öneririm.

Üniversitenin sistemi üzerinden ya da eğer onda sorun yaşarsak kendi kuracağım basit bir sistem üzerinde sorularınızı alıp, bazen toplu, bazen bireysel olarak yanıtlayacağım. Karşılıklı etkileşimi böyle sağlayacağız.

Benim de gönlümden tüm sınıfı (210 kişi) bilgisayar başında bir araya getirip eş zamanlı ders yapmak geçiyor. Ancak bunu içinde bulunduğumuz koşullarda gerçekçi bulmuyorum. Sizden gelen veriler de bunu destekliyor.

Ülkemiz zor bir dönemden geçiyor. Şahsen bu benim için de geçerli. Sizlerin de stres içinde ve zor koşullarda olabileceğinizi biliyorum. Bu süreci hep birlikte, sabır ve hoşgörü içinde yürüteceğimize inanıyorum. Hepimize kolay gelsin. :)

Kategori: Günce